Batı Karadeniz’in kültürel ve doğal miras bakımından en zengin şehirlerinden biri olan Karabük, hem sanayi tarihiyle hem de geleneksel mimarisiyle dikkat çeker. Özellikle Safranbolu ile UNESCO Dünya Mirası listesine girmiş olan şehir, sadece bir yerleşim yeri değil, adeta yaşayan bir açık hava müzesidir. Bunun yanı sıra yemyeşil ormanları, derin vadileri, tarihi köprüleri ve camileriyle Karabük, doğayla tarihin iç içe geçtiği özgün bir destinasyondur. Karabük’e yapacağınız bir gezi, hem nostaljik bir zaman yolculuğu hem de doğayla iç içe bir keşif anlamına gelir.
Safranbolu Tarihi Evleri ve Çarşısı
Karabük denince ilk akla gelen yer olan Safranbolu, Osmanlı döneminden günümüze kadar korunmuş mimarisiyle Türkiye’nin en kıymetli kültürel miraslarından biridir. Ahşap cumbalı evleri, taş sokakları ve avlulu konaklarıyla zamanın adeta donduğu bu şehir, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Safranbolu’da yürürken sadece yapıları değil, Osmanlı dönemine ait gündelik yaşamı da hissedersiniz. Eski çarşıda bakırcılar, yorgancılar, aktarlar hâlâ geleneksel yöntemlerle çalışır. Cinci Han, Yemeniciler Arastası ve Köprülü Mehmet Paşa Camii gibi yapılar, bu atmosferin merkezinde yer alır. Bir Osmanlı şehrinin nasıl yaşadığını görmek isteyenler için Safranbolu eşsiz bir deneyim sunar.
Tokatlı Kanyonu ve Kristal Teras
Safranbolu’ya sadece birkaç kilometre uzaklıkta yer alan Tokatlı Kanyonu, hem yürüyüş yapmak hem de doğayla baş başa kalmak için ideal bir noktadır. Doğal kaya oluşumları ve ağaçlarla çevrili bu kanyon boyunca ahşap yürüyüş yolları inşa edilmiştir. Kanyonun en dikkat çeken noktası ise cam zeminli Kristal Teras’tır. Yerden yaklaşık 80 metre yüksekte bulunan bu teras, aşağıdaki kanyon manzarasını camın üzerinden izleme imkânı sunar. Hafif bir adrenalin hissiyle birlikte muazzam bir doğa manzarası eşliğinde fotoğraf çekmek isteyenler için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
Bulak (Mencilis) Mağarası
Safranbolu'nun 8 km kuzeybatısında yer alan Bulak Mağarası, yaklaşık 6 km uzunluğunda olup bunun 400 metrelik kısmı ziyaretçilere açıktır. Mağara içinde yer alan sarkıt, dikit ve travertenler binlerce yıllık doğal oluşumların ürünüdür. İçerideki nem oranı, sıcaklık dengesi ve doğal akarsu sistemiyle birlikte mağara, doğa tutkunları için eşsiz bir deneyim sunar. Yüksek merdivenlerle ulaşılan mağara girişi aynı zamanda çevredeki dağ ve orman manzarasını görmek için harika bir seyir noktasıdır.
Hadrianapolis Antik Kenti (Eskipazar)
Karabük’ün Eskipazar ilçesinde yer alan Hadrianapolis Antik Kenti, Roma dönemine ait önemli kalıntılara ev sahipliği yapar. M.S. 1. yüzyılda kurulan bu kentte mozaiklerle süslenmiş yapılar, hamam kalıntıları, kilise zeminleri ve su kanalları gün yüzüne çıkarılmıştır. Henüz kazı çalışmaları devam eden bu alan, Anadolu’nun Roma dönemi kent yaşamını gözler önüne serer. Antik kentte yürürken hem tarihî hem de arkeolojik anlamda zenginleşmiş hissedersiniz. Özellikle mozaiklerin detayları, bölgenin sanatsal geçmişine dair önemli ipuçları sunar.
Yenice Ormanları ve Şeker Kanyonu
Karabük’ün doğa yönüyle en etkileyici noktalarından biri Yenice Ormanları’dır. Türkiye’nin en geniş doğal orman alanlarından biri olan bu bölge, biyolojik çeşitliliği ve sakinliğiyle doğaseverler için adeta bir cennet gibidir. Şeker Kanyonu ise bu bölgedeki en dikkat çekici yapılardan biridir. Derin bir vadi boyunca akan dere ve etrafındaki yoğun orman dokusu, yürüyüş ve kamp aktiviteleri için mükemmel bir ortam sağlar. Ayrıca Yenice’de doğa yürüyüş rotaları, bisiklet yolları ve kuş gözlem noktaları da bulunmaktadır. Doğayla baş başa huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için vazgeçilmez bir rotadır.
Cinci Han ve Hamamı
Safranbolu’nun kalbinde yer alan Cinci Han, 17. yüzyılda dönemin ünlü büyücüsü ve saray müneccimi Cinci Hoca tarafından yaptırılmıştır. Hem han hem de hamam olarak kullanılan bu yapı, Osmanlı taş mimarisinin estetik örneklerinden biridir. Han, günümüzde otel olarak hizmet verirken, hamam bölümü hâlâ faaliyettedir. Tarihî bir yapıda geleneksel Türk hamamı deneyimi yaşamak isteyenler için farklı ve otantik bir alternatiftir. Yapının iç mimarisi, kalın taş duvarları ve kemerli yapısı, Osmanlı döneminin gündelik yaşamını adeta yaşatır.
Köprülü Mehmet Paşa Camii ve Güneş Saati
Safranbolu’nun en eski camilerinden biri olan Köprülü Mehmet Paşa Camii, 17. yüzyılda yapılmıştır. Caminin yanında yer alan güneş saati ise Osmanlı döneminin bilimsel bilgi birikimini ve zaman anlayışını yansıtan dikkat çekici bir unsurdur. Cami avlusundaki şadırvan ve taş döşeli avlu, günümüzde bile sakinliği ve maneviyatı ile ziyaretçilere huzurlu bir ortam sunar. Tarih, mimari ve dinî kültürün bir arada hissedildiği bu alan, Safranbolu’nun ruhunu en iyi yansıtan yerlerden biridir.
Sarıtunç Yaylası ve Doğa Yürüyüş Parkurları
Karabük merkezine ve Yenice’ye yakın bir konumda bulunan Sarıtunç Yaylası, temiz havası ve yayla kültürünü yansıtan doğasıyla ziyaretçilerine nefes aldırır. Yaz aylarında serin havası, çiçek açmış dağ etekleri ve geleneksel yayla yaşamı ile doğayla baş başa bir gün geçirmek isteyenler için idealdir. Bölgede çeşitli doğa yürüyüş parkurları, fotoğrafçılar ve kampçılar için özel alanlar da mevcuttur. Şehirden uzaklaşıp doğayla bütünleşmek isteyenler için eşsiz bir alternatif sunar.