Ege ile Akdeniz’in kesişiminde yer alan Marmaris, Türkiye’nin en popüler tatil beldelerinden biri olmasının ötesinde; tarihi, doğası ve enerjisiyle bambaşka bir atmosfer sunar. Koy koy gezerken karşılaşacağınız masmavi sular, çam ormanlarıyla çevrili dağlar, hareketli limanı ve tarihî kalıntılarıyla Marmaris, her tarz gezgin için dolu dolu bir keşif vadeder. İster huzur arayın, ister eğlence, ister tarih... Marmaris'te her ruh haline uygun bir rota vardır. İşte bu eşsiz beldede mutlaka görülmesi gereken yerler:
Marmaris Kalesi ve Arkeoloji Müzesi
Marmaris’in tam kalbinde, limanın hemen yanında yer alan Marmaris Kalesi, şehrin tarihî siluetini belirleyen en önemli yapılardan biridir. İlk olarak İyonlar döneminde temelleri atıldığı düşünülen kale, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Rodos Seferi sırasında yeniden inşa ettirilmiştir. Kaleye çıkıldığında Marmaris Körfezi’nin panoramik manzarası ziyaretçilere eşsiz bir seyir zevki sunar. Kale içindeki Arkeoloji Müzesi ise bölgeden çıkarılan tarihî eserleri ve etnografik parçaları sergiler. Kaleye çıkan taş sokaklar ve çevresindeki sanat galerileri ise tarihi atmosferi güçlendirir.
İçmeler Plajı
Marmaris merkeze yaklaşık 8 km uzaklıktaki İçmeler, hem berrak denizi hem de arkasındaki yeşil dağ silüetiyle adeta bir doğa tablosudur. Plajı, diğer turistik bölgelere kıyasla daha sakindir ve su sporları açısından oldukça gelişmiştir. Jet ski, parasailing, deniz bisikleti gibi aktiviteler burada sıkça yapılır. Aynı zamanda sahil boyunca uzanan yürüyüş yolu ve bisiklet parkuru, sabah ya da gün batımında keyifli anlar yaşamanızı sağlar. İçmeler, kalabalık içinde bile huzur bulabileceğiniz nadir yerlerdendir.
Turunç Koyu
Turunç, Marmaris’in güneyinde, ormanların arasından geçen virajlı ama manzarası büyüleyici bir yol ile ulaşılan bir koydur. Mavi bayraklı plajı, sessizliği ve doğallığıyla özellikle kafa dinlemek isteyenlerin gözdesidir. Çevresinde fazla yapılaşma olmaması, denizin temizliğini ve doğallığını korumasını sağlar. Şnorkelle yüzmek, balık sürülerini gözlemlemek için oldukça uygun bir alandır. Turunç aynı zamanda günübirlik tekne turlarının da önemli duraklarından biridir.
Kleopatra (Sedir) Adası
Marmaris’e yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunan Sedir Adası, hem doğası hem de tarihiyle eşsiz bir destinasyondur. Antik Kedrai kentinin kalıntılarını barındıran ada, en çok da ünlü Kleopatra Plajı ile bilinir. Efsaneye göre bu plajdaki altın sarısı, ince kumlar Kleopatra için Kuzey Afrika’dan özel olarak getirilmiştir. Kumun doğal oluşumu ve denizin saydamlığı, burayı benzersiz kılar. Ada içinde yürüyerek ulaşabileceğiniz antik tiyatro ve sur kalıntıları da tarihi zenginliği destekler. Günlük tekne turlarıyla ulaşılabilen bu ada, Marmaris seyahatinin en özel duraklarından biri olacaktır.
Marmaris Marina ve Barlar Sokağı
Marina bölgesi, Marmaris’in hem gündüz hem de gece en canlı bölgelerinden biridir. Lüks yatlar, deniz kenarındaki şık restoranlar, butik kafeler ve sanat galerileriyle adeta Akdeniz kasabası havası taşır. Gün içinde marinada yürüyüş yapabilir, alışveriş edebilir, gün batımını izleyerek bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Hemen yakınındaki Barlar Sokağı ise gecenin kalbinin attığı yerdir. Canlı müzik mekânları, kulüpler, tematik barlar ile sabahın ilk ışıklarına kadar süren bir eğlence vadeder. Marmaris’in modern ve enerjik yüzünü görmek isteyenler için ideal bir duraktır.
Bozburun Yarımadası
Kalabalıklardan uzak, huzurlu ve doğayla iç içe bir rota arıyorsanız, Bozburun Yarımadası tam size göre. Marmaris’e yaklaşık 50 km uzaklıktaki bu bölge, el değmemiş koyları, taş evleri ve begonvillerle süslü sokaklarıyla masalsı bir atmosfere sahiptir. Selimiye ve Söğüt köyleri bu yarımadada öne çıkan diğer yerleşimlerdir. Deniz kenarında salaş balık restoranlarında gün batımını izlemek, bölgenin dingin ruhuna dokunmak isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunar. Bozburun aynı zamanda geleneksel gulet yapımının merkezidir.
Amos Antik Kenti
Turunç ve Kumlubük arasında yer alan Amos Antik Kenti, deniz manzaralı yamaçlar üzerine kurulmuş küçük ama etkileyici bir antik yerleşimdir. Tiyatro, tapınak temelleri ve sur kalıntıları bugün hâlâ görülebilir durumdadır. Yürüyerek ulaşılabilen bu antik kent, sessizliği, tarihî atmosferi ve etkileyici deniz manzarasıyla hem tarih tutkunlarına hem de fotoğrafçılara hitap eder. Özellikle sabahın erken saatlerinde ya da gün batımına yakın bir zamanda yapılacak ziyaret, atmosferin tadını çıkarmak için idealdir.
Akyaka (Azmak Nehri)
Her ne kadar resmi olarak Muğla’nın Ula ilçesine bağlı olsa da, Marmaris’e 25 dakikalık mesafede yer alan Akyaka, Marmaris tatilcilerinin sıkça ziyaret ettiği doğa harikası bir kasabadır. Sakinliğiyle tanınan Akyaka, aynı zamanda Azmak Nehri ile ünlüdür. Berrak sular üzerinde yapılan tekne turları, nehrin içindeki su altı bitkilerini ve balıkları izlemek açısından eşsizdir. Akyaka, aynı zamanda geleneksel mimaride yapılmış evleri ve yavaş yaşam felsefesiyle Türkiye’nin “Cittaslow” (sakin şehir) unvanına sahip yerlerinden biridir.