Antalya’nın batısında, Akdeniz’in masmavi sularıyla Toros Dağları’nın kucaklaştığı noktada yer alan Kaş, Türkiye’nin en özgün ve huzur dolu tatil beldelerinden biridir. Büyük şehirlerin karmaşasından uzak, bozulmamış doğası, tarihi zenginlikleri ve turkuaz renkli koylarıyla Kaş, sadece deniz tatili değil; aynı zamanda keşif, dalış, tarih ve lezzet dolu bir deneyim sunar. Antik Likya uygarlığının izlerini taşıyan bu sakin kasaba, her adımda başka bir güzelliği gözler önüne serer. İşte Kaş’ta mutlaka görülmesi gereken yerler:
Antiphellos Antik Tiyatrosu
Kaş’ın merkezinde yer alan Antiphellos Antik Tiyatrosu, gün batımını izlemek için en etkileyici noktalardan biridir. Antik Likya uygarlığının önemli kentlerinden biri olan Antiphellos’un kalıntıları arasında en sağlam yapısı olan tiyatro, denize karşı konumlanmış 4.000 kişilik kapasitesiyle dikkat çeker. Merdivenlerine oturup Akdeniz’in maviliğine karşı bir gün batımını izlemek, Kaş’ta geçirilen zamanın unutulmaz anlarından biri olur. Tiyatro, aynı zamanda yaz aylarında küçük konser ve etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır.
Kekova ve Batık Şehir
Kaş’a gelenlerin mutlaka görmesi gereken noktalardan biri Kekova’dır. Sadece tekneyle ulaşılabilen bu bölge, hem doğal güzelliği hem de su altındaki tarihiyle büyüler. Antik çağlarda yaşanan depremler sonucunda denizin altında kalmış Dolichiste Antik Kenti, günümüzde “Batık Şehir” olarak bilinir. Cam tabanlı teknelerle ya da kano turlarıyla bu tarihi yapıları su altından izlemek mümkündür. Kekova aynı zamanda yüzme, şnorkel ve su altı fotoğrafçılığı için de oldukça popülerdir. Kaleköy'de yer alan Simena Kalesi'ne çıkarak hem batık kenti hem de Kekova koyunu kuşbakışı izleyebilirsiniz.
Kaputaş Plajı
Kaş ile Kalkan arasında yer alan ve Türkiye’nin en güzel plajlarından biri olarak kabul edilen Kaputaş Plajı, kanyon ağzında yer alır. Sarı renkteki ince kumuyla, turkuaza çalan deniziyle ilk görüşte büyüleyici bir izlenim bırakır. Plaja ulaşmak için yoldan aşağıya uzanan merdivenleri inmek gerekir, ancak karşılaşacağınız manzara bu çabanın fazlasıyla karşılığıdır. Kaputaş’ta yüzmek, suya girerken sıcak kumsalın ardından aniden serin sularla buluşmak Kaş tatilinin en özel anlarından biridir.
Patara Antik Kenti ve Plajı
Kaş’a yaklaşık 40 dakika mesafedeki Patara, hem arkeolojik zenginlik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir noktadır. Likya Birliği’nin başkentliğini yapmış olan bu antik kentte, meclis binası, tiyatro, hamamlar ve agora gibi yapılar hâlâ ayakta durmaktadır. Aynı zamanda Patara Plajı, Türkiye’nin en uzun kumsallarından biri olup caretta caretta kaplumbağalarının da üreme alanıdır. Gün batımında altın renkli kumların üzerine vurmuş güneş ışığı eşliğinde yürüyüş yapmak, doğayla baş başa kalmak isteyenler için eşsizdir.
Saklıkent Kanyonu
Kaş’a yaklaşık bir saatlik mesafede yer alan Saklıkent Kanyonu, doğa yürüyüşü ve serin sularla macera arayanların uğrak noktasıdır. 18 kilometre uzunluğundaki bu dev kanyon, yazın kavurucu sıcaklarında bile serinliğiyle öne çıkar. Buz gibi suyun içinde yürümek, kanyonun dar geçitlerinde ilerlemek ve şelalelere ulaşmak, hem fiziksel hem de zihinsel bir yenilenme sağlar. Bölge, doğa sporları sevenler için rafting ve zipline gibi etkinlikler açısından da oldukça zengindir.
Kaş Merkez ve Liman Bölgesi
Kaş’ın merkezindeki liman ve çevresi, kendine özgü atmosferiyle dikkat çeker. Dar sokaklarda yer alan taş evler, begonvillerle bezeli balkonlar ve yerel tasarım ürünleri satan butik dükkânlar ziyaretçilere adeta bir Akdeniz kasabasında geçmişte zaman geçiyormuş hissi verir. Liman çevresinde gün batımını izleyebileceğiniz birçok restoran ve kafe yer alır. Sabahları limanda balıkçı teknelerinin hareketiyle güne başlamak, akşamları ise denize karşı rakı-balık keyfi yapmak Kaş’ın sade ama büyüleyici yaşamını hissettiren detaylardandır.
Meis Adası'na Günübirlik Kaçamak
Kaş Limanı’ndan yalnızca 20 dakikalık feribot yolculuğuyla ulaşılabilen Meis Adası, Yunanistan’a ait olup Türkiye’den vizesiz günübirlik ziyaret edilebilen ender noktalardan biridir. Rengârenk evleri, sakinliği, liman çevresindeki balık restoranları ve tarihi kiliseleriyle farklı bir kültürü kısa sürede deneyimleme imkânı sunar. Meis’in en dikkat çeken yeri ise dünyanın en büyük deniz mağaralarından biri olan Mavi Mağara’dır. İçeriye yalnızca küçük teknelerle girilebilen mağarada güneş ışığının yansıması sonucu oluşan mavi tonlar, izleyenleri büyüler.
Limanağzı Koyu
Kaş’tan yalnızca tekneyle ulaşılabilen Limanağzı Koyu, şehir merkezine yakın olmasına rağmen sakinliğiyle dikkat çeker. Burası araç ulaşımının olmaması sayesinde doğal yapısını koruyan, tertemiz denizi ve keyifli plajlarıyla öne çıkan bir bölgedir. Günübirlik tekne turlarıyla ya da kano kiralayarak ulaşabileceğiniz bu koyda, denize sıfır restoranlar ve gölgeli dinlenme alanları bulunur. Özellikle sabah saatlerinde berrak suyun keyfini çıkarmak, Kaş’ın doğayla iç içe yüzünü en iyi şekilde yansıtır.